Kur’an’a Göre Dünya Ne Zamandır Var? Bilim ve İnanç Arasında Derin Bir Yolculuk
Bir forum akşamında, gökyüzüne bakarken kendi kendime sordum: “Bu dünya ne zamandır var?” Yıldızlar, sanki yüzyıllardır bu soruya cevap arayanların tanıkları gibiydi. Bu konuyu araştırmaya başladığımda fark ettim ki, mesele sadece bilimsel değil; aynı zamanda felsefî, duygusal ve toplumsal bir mesele. Kur’an’a göre dünyanın yaşıyla ilgili doğrudan bir tarih verilmez ama dolaylı anlatılar, evrenin yaratılış sürecine dair derin ipuçları barındırır. İşte bu yazıda hem bu ipuçlarını hem de bilimsel verileri karşılaştırmalı biçimde ele almak istiyorum.
1. Bölüm: Kur’an’da Yaratılışın Zamanı
Kur’an’da dünyanın yaşıyla ilgili belirli bir sayıdan bahsedilmez; ancak evrenin yaratılışının “altı evre”de (sitte eyyâm) gerçekleştiği sıkça vurgulanır (örneğin, A’râf 7:54, Yunus 10:3, Hadid 57:4). Buradaki “eyyâm” kelimesi, klasik Arapçada yalnızca 24 saatlik bir gün anlamına gelmez; “dönem”, “süreç” veya “aşama” anlamına da gelir. Dolayısıyla, bu ayetlerde anlatılan yaratılış süreci, bizim takvimsel gün anlayışımızdan çok farklıdır.
İslam düşünürleri bu konuyu farklı şekillerde yorumlamıştır:
- İbn Abbas, “Allah’ın katındaki bir gün, sizin saydıklarınızdan bin yıldır” (Hac 22:47) ayetine dayanarak yaratılış günlerinin sembolik anlam taşıdığını belirtmiştir.
- Elmalılı Hamdi Yazır, “altı gün”ün yaratılış sürecinin kademeli oluşunu temsil ettiğini, bilimsel zamanla birebir ilişkilendirilemeyeceğini söyler.
- Fahreddin Râzî ise bu ayetlerin mecazî anlatım olduğunu, Allah’ın dilediğinde bir anda da yaratabileceğini ama insanın anlaması için aşamalı bir dilin kullanıldığını savunur.
Dolayısıyla, Kur’an’daki yaratılış anlatısı bilimsel bir kronoloji vermekten ziyade, evrenin ölçülü, dengeli ve düzenli yaratılışını vurgular.
2. Bölüm: Bilimin Söylediği — Dünya Kaç Yaşında?
Modern bilimsel verilere göre, Dünya yaklaşık 4,54 milyar yıl yaşındadır. Bu bilgi, özellikle uranyum-kurşun radyometrik tarihleme yöntemleriyle elde edilmiştir. Evrenin yaşı ise kozmik mikrodalga arka plan ışıması ölçümlerine göre yaklaşık 13,8 milyar yıl olarak hesaplanmıştır (NASA, Planck Mission, 2020).
Jeolojik katmanlar, göktaşı örnekleri ve Ay taşları üzerinde yapılan analizler bu bilgiyi destekler. Yani bilimsel olarak bakıldığında, Dünya’nın yaşı hakkında güçlü ve çok yönlü kanıtlar mevcuttur.
Bu noktada forumda sıkça sorulan soru şudur: “Kur’an’ın 6 gün anlatımıyla bilimdeki milyarlarca yıl arasındaki fark nasıl yorumlanmalı?”
Birçok modern İslam alimi bu farkı sembolik bir fark olarak görür. Prof. Dr. İsmail Yakıt, “Kur’an, zamanı insanın algı kapasitesiyle sınırlı tutmaz; Allah katındaki zaman kavramı sonsuzluk ölçeğindedir” der. Yani Kur’an’daki “gün” kavramı, astronomik veya jeolojik bir ölçü değil, bir yaratılış evresi ifadesidir.
3. Bölüm: Erkek ve Kadın Bakışlarının Kesiştiği Noktalar
Bu konudaki tartışmalar, forumlarda da sıklıkla gözlemlenen iki farklı yaklaşımı ortaya koyar:
- Erkeklerin yaklaşımı, genellikle veri ve mantık merkezlidir. Onlar sayılarla, gözlemlerle ve ölçümlerle konuyu anlamlandırmaya çalışırlar. “Kanıt” kelimesi onlar için güveni temsil eder.
- Kadınların yaklaşımı ise genellikle yaratılışın anlam boyutuna, insanın evrendeki yerinin manevi değerine ve toplumsal etkilerine odaklanır. Onlar için “hikmet” kelimesi, hakikati anlamanın anahtarıdır.
Örneğin, forumda biri şöyle demişti:
> “Erkekler dünyanın kaç milyar yıl yaşında olduğunu tartışıyor, ama kadınlar bu dünyanın bizden ne kadar yaşlı olduğunu hissediyor.”
Bu söz, konunun duygusal derinliğini güzel özetler. Erkeklerin veri odaklı bakışı, bilimsel temeli güçlendirirken; kadınların empatik ve toplumsal yaklaşımı, konunun insana dokunan yönünü canlı tutar. Birlikte değerlendirildiğinde, her iki bakış da evrenin büyüklüğü karşısında insanın küçük ama anlamlı varlığını daha iyi kavramamızı sağlar.
4. Bölüm: İnanç ve Bilimin Uzlaşabileceği Nokta
Bilim, “nasıl” sorusuna yanıt arar; din ise “neden” sorusuna. Kur’an’da yaratılışın detayları değil, yaratılışın bilinçli bir eylem olduğu vurgulanır.
“Gökleri ve yeri hak ile yarattı.” (En’am 6:73) ayeti, evrenin tesadüfen değil, ölçüyle yaratıldığını ifade eder.
Bilim, zamanla genişleyen bir evren modelinden söz ederken; Kur’an da “Biz göğü kudretimizle bina ettik ve onu genişletmekteyiz.” (Zâriyât 51:47) ayetiyle bu süreci destekler nitelikte bir ifade kullanır.
Bu noktada uzlaşma zemini açıktır: Kur’an evrenin amacını, bilim ise işleyişini anlatır.
5. Bölüm: Toplumsal ve Felsefî Boyut
Kadınların genellikle üzerinde durduğu bir başka konu, bu tartışmanın toplum üzerindeki etkisidir. Eğer insanlar dünyanın milyarlarca yıldır var olduğunu idrak ederlerse, kendi hayatlarının geçiciliğini daha derinden hissederler. Bu farkındalık, doğayla ve diğer insanlarla kurulan ilişkilere daha fazla sorumluluk duygusu kazandırır.
Erkeklerin tarafı ise bu bilgiyi uygarlık inşasının verileri olarak görür. “Eğer evrenin başlangıcını ve sürecini anlarsak, geleceğimizi de planlayabiliriz” düşüncesiyle hareket ederler.
Her iki yaklaşım da değerlidir: biri duyarlılık üretir, diğeri ilerleme sağlar.
6. Bölüm: Forum Tartışması İçin Sorular
Şimdi size birkaç soru bırakıyorum; tartışmaya katılın, çünkü bu soruların kesin cevabı yok — ama düşünmeye değecek kadar derinler:
- Sizce zamanın Tanrı katındaki ölçüsüyle insanın ölçüsü neden bu kadar farklı?
- Bilimsel olarak dünyanın yaşını bilmek, inancımızı güçlendirir mi yoksa sarsar mı?
- Eğer “altı dönem” milyarlarca yılı ifade ediyorsa, yaratılışın hâlâ devam ettiğini söyleyebilir miyiz?
7. Bölüm: Sonuç — Zamanın Ötesinde Bir Yaratılış
Kur’an’a göre dünya, belirli bir tarih dilimiyle sınırlandırılamayacak kadar büyük bir düzenin parçasıdır. Bilimsel veriler, bu düzenin maddi boyutunu gösterir; Kur’an ise onun anlam boyutuna ışık tutar.
Dünya 4,54 milyar yıldır var olabilir, ama Kur’an bize asıl soruyu sordurur: “Biz bu zamanın neresindeyiz?”
Zira asıl mesele dünyanın yaşı değil; insanın bu sonsuzluk içinde anlamını nasıl bulduğudur.
---
Kaynaklar:
- TDK İslam Ansiklopedisi: “Yaratılış” Maddesi
- Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili
- NASA, Planck Mission Data (2020)
- İsmail Yakıt, Kur’an ve Kozmos
- The Geological Society, Age of the Earth Report
Evrenin yaşını değil, anlamını tartışalım. Çünkü bazen bir saniye, bir insan için sonsuzluk kadar derindir.
Bir forum akşamında, gökyüzüne bakarken kendi kendime sordum: “Bu dünya ne zamandır var?” Yıldızlar, sanki yüzyıllardır bu soruya cevap arayanların tanıkları gibiydi. Bu konuyu araştırmaya başladığımda fark ettim ki, mesele sadece bilimsel değil; aynı zamanda felsefî, duygusal ve toplumsal bir mesele. Kur’an’a göre dünyanın yaşıyla ilgili doğrudan bir tarih verilmez ama dolaylı anlatılar, evrenin yaratılış sürecine dair derin ipuçları barındırır. İşte bu yazıda hem bu ipuçlarını hem de bilimsel verileri karşılaştırmalı biçimde ele almak istiyorum.
1. Bölüm: Kur’an’da Yaratılışın Zamanı
Kur’an’da dünyanın yaşıyla ilgili belirli bir sayıdan bahsedilmez; ancak evrenin yaratılışının “altı evre”de (sitte eyyâm) gerçekleştiği sıkça vurgulanır (örneğin, A’râf 7:54, Yunus 10:3, Hadid 57:4). Buradaki “eyyâm” kelimesi, klasik Arapçada yalnızca 24 saatlik bir gün anlamına gelmez; “dönem”, “süreç” veya “aşama” anlamına da gelir. Dolayısıyla, bu ayetlerde anlatılan yaratılış süreci, bizim takvimsel gün anlayışımızdan çok farklıdır.
İslam düşünürleri bu konuyu farklı şekillerde yorumlamıştır:
- İbn Abbas, “Allah’ın katındaki bir gün, sizin saydıklarınızdan bin yıldır” (Hac 22:47) ayetine dayanarak yaratılış günlerinin sembolik anlam taşıdığını belirtmiştir.
- Elmalılı Hamdi Yazır, “altı gün”ün yaratılış sürecinin kademeli oluşunu temsil ettiğini, bilimsel zamanla birebir ilişkilendirilemeyeceğini söyler.
- Fahreddin Râzî ise bu ayetlerin mecazî anlatım olduğunu, Allah’ın dilediğinde bir anda da yaratabileceğini ama insanın anlaması için aşamalı bir dilin kullanıldığını savunur.
Dolayısıyla, Kur’an’daki yaratılış anlatısı bilimsel bir kronoloji vermekten ziyade, evrenin ölçülü, dengeli ve düzenli yaratılışını vurgular.
2. Bölüm: Bilimin Söylediği — Dünya Kaç Yaşında?
Modern bilimsel verilere göre, Dünya yaklaşık 4,54 milyar yıl yaşındadır. Bu bilgi, özellikle uranyum-kurşun radyometrik tarihleme yöntemleriyle elde edilmiştir. Evrenin yaşı ise kozmik mikrodalga arka plan ışıması ölçümlerine göre yaklaşık 13,8 milyar yıl olarak hesaplanmıştır (NASA, Planck Mission, 2020).
Jeolojik katmanlar, göktaşı örnekleri ve Ay taşları üzerinde yapılan analizler bu bilgiyi destekler. Yani bilimsel olarak bakıldığında, Dünya’nın yaşı hakkında güçlü ve çok yönlü kanıtlar mevcuttur.
Bu noktada forumda sıkça sorulan soru şudur: “Kur’an’ın 6 gün anlatımıyla bilimdeki milyarlarca yıl arasındaki fark nasıl yorumlanmalı?”
Birçok modern İslam alimi bu farkı sembolik bir fark olarak görür. Prof. Dr. İsmail Yakıt, “Kur’an, zamanı insanın algı kapasitesiyle sınırlı tutmaz; Allah katındaki zaman kavramı sonsuzluk ölçeğindedir” der. Yani Kur’an’daki “gün” kavramı, astronomik veya jeolojik bir ölçü değil, bir yaratılış evresi ifadesidir.
3. Bölüm: Erkek ve Kadın Bakışlarının Kesiştiği Noktalar
Bu konudaki tartışmalar, forumlarda da sıklıkla gözlemlenen iki farklı yaklaşımı ortaya koyar:
- Erkeklerin yaklaşımı, genellikle veri ve mantık merkezlidir. Onlar sayılarla, gözlemlerle ve ölçümlerle konuyu anlamlandırmaya çalışırlar. “Kanıt” kelimesi onlar için güveni temsil eder.
- Kadınların yaklaşımı ise genellikle yaratılışın anlam boyutuna, insanın evrendeki yerinin manevi değerine ve toplumsal etkilerine odaklanır. Onlar için “hikmet” kelimesi, hakikati anlamanın anahtarıdır.
Örneğin, forumda biri şöyle demişti:
> “Erkekler dünyanın kaç milyar yıl yaşında olduğunu tartışıyor, ama kadınlar bu dünyanın bizden ne kadar yaşlı olduğunu hissediyor.”
Bu söz, konunun duygusal derinliğini güzel özetler. Erkeklerin veri odaklı bakışı, bilimsel temeli güçlendirirken; kadınların empatik ve toplumsal yaklaşımı, konunun insana dokunan yönünü canlı tutar. Birlikte değerlendirildiğinde, her iki bakış da evrenin büyüklüğü karşısında insanın küçük ama anlamlı varlığını daha iyi kavramamızı sağlar.
4. Bölüm: İnanç ve Bilimin Uzlaşabileceği Nokta
Bilim, “nasıl” sorusuna yanıt arar; din ise “neden” sorusuna. Kur’an’da yaratılışın detayları değil, yaratılışın bilinçli bir eylem olduğu vurgulanır.
“Gökleri ve yeri hak ile yarattı.” (En’am 6:73) ayeti, evrenin tesadüfen değil, ölçüyle yaratıldığını ifade eder.
Bilim, zamanla genişleyen bir evren modelinden söz ederken; Kur’an da “Biz göğü kudretimizle bina ettik ve onu genişletmekteyiz.” (Zâriyât 51:47) ayetiyle bu süreci destekler nitelikte bir ifade kullanır.
Bu noktada uzlaşma zemini açıktır: Kur’an evrenin amacını, bilim ise işleyişini anlatır.
5. Bölüm: Toplumsal ve Felsefî Boyut
Kadınların genellikle üzerinde durduğu bir başka konu, bu tartışmanın toplum üzerindeki etkisidir. Eğer insanlar dünyanın milyarlarca yıldır var olduğunu idrak ederlerse, kendi hayatlarının geçiciliğini daha derinden hissederler. Bu farkındalık, doğayla ve diğer insanlarla kurulan ilişkilere daha fazla sorumluluk duygusu kazandırır.
Erkeklerin tarafı ise bu bilgiyi uygarlık inşasının verileri olarak görür. “Eğer evrenin başlangıcını ve sürecini anlarsak, geleceğimizi de planlayabiliriz” düşüncesiyle hareket ederler.
Her iki yaklaşım da değerlidir: biri duyarlılık üretir, diğeri ilerleme sağlar.
6. Bölüm: Forum Tartışması İçin Sorular
Şimdi size birkaç soru bırakıyorum; tartışmaya katılın, çünkü bu soruların kesin cevabı yok — ama düşünmeye değecek kadar derinler:
- Sizce zamanın Tanrı katındaki ölçüsüyle insanın ölçüsü neden bu kadar farklı?
- Bilimsel olarak dünyanın yaşını bilmek, inancımızı güçlendirir mi yoksa sarsar mı?
- Eğer “altı dönem” milyarlarca yılı ifade ediyorsa, yaratılışın hâlâ devam ettiğini söyleyebilir miyiz?
7. Bölüm: Sonuç — Zamanın Ötesinde Bir Yaratılış
Kur’an’a göre dünya, belirli bir tarih dilimiyle sınırlandırılamayacak kadar büyük bir düzenin parçasıdır. Bilimsel veriler, bu düzenin maddi boyutunu gösterir; Kur’an ise onun anlam boyutuna ışık tutar.
Dünya 4,54 milyar yıldır var olabilir, ama Kur’an bize asıl soruyu sordurur: “Biz bu zamanın neresindeyiz?”
Zira asıl mesele dünyanın yaşı değil; insanın bu sonsuzluk içinde anlamını nasıl bulduğudur.
---
Kaynaklar:
- TDK İslam Ansiklopedisi: “Yaratılış” Maddesi
- Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili
- NASA, Planck Mission Data (2020)
- İsmail Yakıt, Kur’an ve Kozmos
- The Geological Society, Age of the Earth Report
Evrenin yaşını değil, anlamını tartışalım. Çünkü bazen bir saniye, bir insan için sonsuzluk kadar derindir.