Kıdem Şartı Nedir ?

Umut

New member
Kıdem Şartı Nedir? Ofis Hayatının Gizemli Ritüeli

Sevgili forumdaşlar,

Bugün sizlerle iş dünyasının mistik, bürokratik ve bir o kadar da trajikomik konularından birine dalıyoruz: kıdem şartı.

Evet, kulağa ciddi geliyor ama emin olun, arkasında bolca kahkaha, biraz dram ve azıcık da “ben bu kıdeme nasıl erişirim?” isyanı yatıyor.

Kıdem şartı denince akla genelde bir takım mevzuat maddeleri, yıllar, maaş hesapları falan gelir. Ama dürüst olalım; kıdem dediğimiz şey biraz da “ofiste hayatta kalma sanatı” değil midir?

---

1. Kıdem Şartı: Kanunların Dilinde Ciddiyet, Ofislerin Dilinde Strateji

Önce şu teknik kısmı aradan çıkaralım:

Kıdem şartı, bir çalışanın belirli bir süredir aynı iş yerinde çalışmış olmasını gerektiren koşuldur. Genelde işten çıkarma, tazminat, izin hakkı veya terfi gibi konularda devreye girer.

Yani kıdem şartı, kanun dilinde “hak kazanma süresi”dir.

Ama ofis dilinde?

“Yeni geldin, bi kendini göster bakalım” cümlesinin kurumsal versiyonu.

Bir bakmışsınız, siz işe daha dün başlamışsınız ama kahve makinesi bile size tepeden bakıyor.

“Ben buradayım 7 senedir,” der gibi çalışıyor, sütü bile size az veriyor.

---

2. Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Plan Yapmadan Kıdem Olmaz”

Erkek forumdaşlar bu konuda genelde net bir stratejiye sahiptir.

Birçoğu kıdem şartını bir tür “görev puanı” gibi görür.

Sanki oyun oynar gibi ilerler:

- 1. Yıl: "Henüz gözlem aşamasındayım, sistemin açıklarını çözüyorum."

- 3. Yıl: "Artık kahve makinesiyle dostum, yöneticinin hangi saatte sinirli olduğunu biliyorum."

- 5. Yıl: "Kıdem tazminatını hesapladım, Excel’de simülasyon yaptım, artık usta oldum."

Onlar için kıdem, adeta bir strateji oyunu.

Bir erkek çalışan, kıdem şartını doldurduğunda içinden şöyle der:

> “Artık ben bu şirkette ‘Level 5 Senior İnsan’ım.”

Ve bu seviyede kahve bardağını artık kendi adıyla etiketletir.

---

3. Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Kıdem, İnsan İlişkilerinde Gizlidir”

Kadın çalışanlar için kıdem şartı, sadece yıllarla değil, kurulan ilişkilerle ölçülür.

Kimin doğum günü pastasını kim kesti, kim hangi toplantıda gözlerini devirdi, kim kime sessizce destek oldu…

Kıdem, bu detaylarda saklıdır.

Bir kadın çalışan için 3 yıl çalışmak yeterlidir ama o 3 yılda herkesi tanır:

- İnsan kaynaklarının gizli WhatsApp grubundaki dedikodulara hâkimdir.

- Müdürün kahvesini nasıl sevdiğini bilir.

- Yeni gelenlere “canım” derken bile stratejik davranır.

Kıdem, onun için bir sosyolojik denge oyunudur.

Bir erkek “kıdem tazminatımı hesaplayayım” derken, bir kadın “kimin kıdemi daha güçlü, sosyal hiyerarşide kim üstte” diye düşünür.

---

4. Ofis Ekosisteminde Kıdem: Evrimin Kurumsal Hali

Düşünün: Ofis bir orman.

Yeni gelen çalışanlar taze filizler;

orta kademe çalışanlar, gövdesi kalınlaşmış, güneşi iyi gören ağaçlar;

kıdemliler ise o ormanın gölgesinde yaşayan, kimsenin dokunamadığı ulu çınarlar.

Bir gün, yeni başlayan biri, enerjik bir şekilde fikirlerini paylaşır.

Kıdemli hemen devreye girer:

> “Biz bunları zamanında denedik canım, işe yaramaz.”

İşte o an, kıdemin görünmez duvarı devreye girer.

Yeni fikirler o duvardan sekip yere düşer.

Ama kıdemli gülümser; çünkü bilir ki, “deneyim” her zaman en güçlü argümandır.

Tabii bu da ironiktir: Denemeden önce “denedik” diyen o kişi, muhtemelen 2008’de aynı cümleyi yine kurmuştur.

---

5. Kıdem Şartı ve Ofis Mizahı: “Kıdemliler Asla Yanılmaz (Ama Bazen Unutur)”

Ofiste kıdemli olmak, tıpkı bir dizinin 10. sezonuna ulaşmak gibidir.

Artık herkes seni tanır ama sen ilk bölümleri hatırlamazsın.

“Ben burada ilk kimle çalışıyordum ya?” sorusu, kıdemli çalışanların sloganıdır.

Kıdem şartını doldurmuş biri, sabahları daha yavaş kahve içer,

toplantıya geç gelir ama kimse bir şey demez.

Çünkü o kıdemlidir; zamanı bükme hakkı vardır.

Ama bir yandan da yeni nesil çalışanların enerjisine hayrandır.

“Bizim zamanımızda motivasyon konuşması diye bir şey yoktu, direkt excel açardık,” der.

Kıdemliler hem geçmişin bilgesi hem de bugünün ironisidir.

Onlarsız kurum olmaz ama bazen kurum da onlarla fazla yavaşlar.

---

6. Forumdaşlara Soru: Kıdemli Misiniz, Yoksa Hâlâ Stajda Mı Gibi Hissettiğiniz Günler Oluyor Mu?

Şimdi gelelim asıl eğlenceli kısma, sevgili forumdaşlar:

- Sizce kıdem şartı sadece yıl sayısıyla mı ölçülmeli, yoksa “ofis zekâsı” da bir faktör mü?

- Hiç 2 yıl çalışıp 10 yıllık kıdemli havası atan biriyle karşılaştınız mı?

- Ya da tam tersi: 15 yıldır aynı yerde olup hâlâ “acemi” gibi davranan bir meslektaşınız var mı?

- Kadınlar empatiyle, erkekler stratejiyle mi kıdem kazanıyor gerçekten, yoksa herkes sadece sabırla mı sınanıyor?

Forumda en komik “kıdem anınızı” paylaşın.

Kim bilir, belki aramızda “kıdemli olmanın Nobel’ini” hak eden biri vardır.

---

7. Sonuç: Kıdem Şartı Aslında Hayatın Taa Kendisi

Kıdem şartı sadece iş dünyasının bir kuralı değil; sabrın, deneyimin ve bazen “ofis delirmemek için geliştirilmiş içsel dayanıklılığın” göstergesidir.

Kimimiz yıllarla, kimimiz karakterle, kimimiz de kahve molalarında kurduğu dostluklarla kıdem kazanır.

Belki de kıdemin gerçek anlamı budur:

Zamanla sadece işte değil, insan ilişkilerinde, sabırda ve mizah duygusunda da olgunlaşmak.

O yüzden sevgili forumdaşlar,

Bir gün biri size “Kıdem şartını doldurdun mu?” diye sorarsa,

gülümseyip şöyle deyin:

> “Ben sadece yılları değil, sabah toplantılarını, pasif agresif mailleri ve kahve kuyruklarını da doldurdum!”

Çünkü asıl kıdem, insanın yüzündeki o yorgun ama bilge tebessümdedir.

Peki siz, kendi kıdeminizin kaç kahveyle ölçüldüğünü hiç düşündünüz mü? ☕