Işi̇d Selefi Mi ?

Umut

New member
IŞİD Selefi Mi?

IŞİD (Irak ve Şam İslam Devleti), son yıllarda özellikle Ortadoğu'da yaşanan karmaşık ve kanlı çatışmalarla birlikte dünya gündeminin başlıca aktörlerinden biri olmuştur. Ancak IŞİD'in ideolojik temelleri, birçok kişi tarafından hala tam olarak anlaşılmamaktadır. Bu terörist örgüt, selefi akımlarına dayalı olarak mı şekillenmiştir? IŞİD'in Selefi bir hareket olup olmadığı sorusu, bu ideolojik sorunun merkezinde yer alır. Bu makalede, IŞİD'in selefi bir hareket olup olmadığına dair çeşitli bakış açıları ele alınacaktır.

Selefizm Nedir?

Selefizm, İslam’ın erken dönemlerini, özellikle de Peygamber Muhammed’in hayatı ve sahabelerinin zamanını örnek alarak İslami yaşantıyı biçimlendirmeyi amaçlayan bir akımdır. Selefiler, "ilk üç nesil" olarak adlandırılan dönemi (sahabe ve tabiin) İslam'ın saf, doğru ve bozulmamış hali olarak kabul ederler. Selefi akımlar, çeşitli mezheplerden bağımsız bir şekilde İslam’ın temel öğretilerine dönüşü savunur ve genellikle katı bir dini anlayışa sahiptirler. Bu, tekfirci (her türlü bidat ve sapkınlığı reddeden) bir yaklaşım anlamına gelir. Bu bakış açısına göre, günümüzdeki İslam toplumları çoğunlukla sapkınlık içindedir ve bu yüzden onları doğru yola davet etmek gerekmektedir.

IŞİD ve Selefizm: Temel Benzerlikler

IŞİD, selefi düşünceye oldukça yakın bir ideolojiye sahip bir örgüttür. Örgüt, “gerçek İslam” olarak gördüğü yaşam biçimini, selefi anlayışa dayanarak uygulamayı hedefler. IŞİD, özellikle selefi anlayışa dayalı sert bir şeriat yönetimi kurmayı amaçlamaktadır. Örgüt, devlet kurma ve bu devleti İslam şeriatına dayalı olarak yönetme iddiasıyla hareket etmektedir. IŞİD’in özellikle Sünni Selefilerle benzer ideolojik unsurları paylaşması, onu selefi bir hareket olarak nitelendirmeyi mümkün kılmaktadır.

IŞİD’in lideri Ebubekir el-Bağdadi’nin, selefi öğretilerine sadık kalmaya çalıştığı, hatta selefi akımların öncüsü olarak kabul edilen İbn Teymiyye’nin fikirlerine referansla, pek çok söyleminde bu ideolojiyi yansıttığı bilinir. Bu ideolojik çizgideki düşünceler, IŞİD’in şiddetli ve radikal yönlerini de şekillendirmiştir. Bağdadi, İslam dünyasında "İslam Devleti" kurma amacını güderken, bu devleti yalnızca selefi bir anlayışla yönetmeye yemin etmiştir.

IŞİD’in Selefi Olmadığına Dair Görüşler

IŞİD’in ideolojisinin selefi hareketle benzerlikleri olsa da, bazı uzmanlar ve dini figürler, IŞİD’in selefi bir grup olmadığına dair karşı görüşler ileri sürmektedir. Bu görüşü savunanlar, IŞİD’in uygulamalarının İslam’ın ruhuna aykırı olduğunu, dolayısıyla onu gerçek bir selefi hareket olarak kabul etmenin yanlış olacağına inanır. Selefi akımlar genellikle daha az şiddet içeren bir ideolojiye sahiptir ve IŞİD’in kullandığı terörist yöntemler ve katliamlar, bu akıma zarar verir.

Bu bakış açısına göre, IŞİD, selefi düşünceyi sapkın bir şekilde yorumlamaktadır. Selefiler, genellikle İslam’a dönmeye çalışan, fakat şiddetten kaçınan bir grup olarak kabul edilir. Oysa IŞİD, ideolojik bir saik ile toplumsal yapıları ve bireyleri hedef alan bir şiddet uygulamaktadır. Örneğin, IŞİD’in “tekfir” (başkalarını kâfir ilan etme) anlayışı, selefi grupların çoğunun inançlarına ters düşer. Selefi akımlar genellikle başkalarını inançları sebebiyle dışlamaktan kaçınırken, IŞİD bu durumu, “doğru yolda olmayan” herkesi öldürmeye kadar varan bir şiddet politikası haline getirmiştir.

IŞİD’in İslam'a Yaklaşımı ve Selefi Akımların Farkları

IŞİD’in şiddetli ve radikal yöntemleri, yalnızca selefi bir anlayışla açıklanamayacak kadar karmaşıktır. Örgütün ideolojisi, selefi akımların dışında, daha geniş bir radikal İslamcı anlayışa dayanır. IŞİD, aynı zamanda, el-Kaide ve benzeri örgütlerden de etkilenmiş bir yapıya sahiptir. Bu tür gruplar, daha önce İslam'ın savaşçı yönünü vurgulayan, ancak günümüz koşullarında gerici politikalar izleyen radikal akımlardır. Selefiliğin, genellikle dini metinlere geri dönüşü ve daha katı bir İslam yorumunu benimsemesi, bu tür grupların takılmaya çalıştığı bir yolu gösteriyor olabilir, ancak selefiliğin doğasında olan hoşgörü ve alimlerin ortak aklını reddetme anlayışından çok uzaktır.

IŞİD ve Selefi Anlayışın Çatışan Yönleri

IŞİD’in selefi öğretileri uygulamayı amaçladığı bir gerçek olsa da, bazı önemli farklar vardır. Selefi öğretiler genellikle “sözde” değil, her yönüyle İslam’ı yaşamayı amaçlar. Bu bağlamda, IŞİD’in kullandığı şiddet ve mezhepçi yaklaşımlar, selefi grupların büyük kısmı tarafından reddedilmektedir. IŞİD’in şiddet içeren taktikleri, onları sadece bir selefi hareketten daha fazla, ideolojik bir sapkınlık olarak tanımlar. IŞİD’in etnik temizlik, toplu katliamlar ve kendine özgü dini yorumları, geleneksel selefi doktrine karşıt bir yön taşır.

Ayrıca, IŞİD’in “halifelik” ilanı da önemli bir tartışma konusudur. Selefiler, İslam dünyasında bir halifelik anlayışını savunsa da, IŞİD’in bu konuda yaptığı uygulamalar, bir çoğu tarafından “yanlış yorumlanmış” olarak değerlendirilmiştir. Selefiler, halifeliğin çok dikkatli ve genel kabul görmüş kurallara dayalı bir şekilde kurulması gerektiğini belirtirken, IŞİD’in hızla ve kendi çıkarları doğrultusunda gerçekleştirdiği halifelik ilanı, eleştirilerin odak noktası olmuştur.

Sonuç

IŞİD, ideolojik olarak selefi bir hareketin etkilerini taşıyor olsa da, bu hareketi geleneksel selefi anlayışla özdeşleştirmek yanıltıcı olabilir. IŞİD, selefi öğretileri kendi radikal hedeflerine hizmet etmek amacıyla çarpıtmış ve kendi terörist amaçlarını doğrulamak için bu ideolojiyi kullanmıştır. Örgütün, selefi akımların temel öğretilerinden saparak, daha geniş bir radikal İslamcı perspektife kaydığı söylenebilir. Bu nedenle, IŞİD’in selefi olup olmadığı sorusu, yalnızca ideolojik bir tartışma değil, aynı zamanda IŞİD’in şiddetli ve radikal eylemlerinin dinamiklerini anlamak için de kritik bir önem taşır.